Blog çalıştayını malıştayını geç bana seçme ve seçilme hakkından bahset

    Biliyorsunuz ki blog çalıştayı oluşumu beraberinde uzun tartışmalara da sebep oldu. Ki bu kadarı her platformda olduğundan normal buluyorum.

    Ben bu çalıştayı yericem, rezil rüsva edicem gibi bir girişim içinde değilim. Deneyimli olduğuna inanan arkadaşlar toplanmış böyle bir atılım yapmışlar. Açıkçası ana fikri bana da hoş geldi. Ne kadar güzel birlik sağlanacak, herkes eşit haklarla bir yerlere gelecek diye düşünüyordum. Hatta bende daha 6 aylık bir blogken başvurdum. Ve seçilmedim. Bunun üzerinede tamamen espri içeren bu yazıyı yazmıştım. ( Hı ama onlar seçmedi diye ben yazmaktan vazgeçmedim. Beni bilen bilir. Kimsenin dediğini umursamaz kendi fikrime bakarım)


    Seçmediklerinde bende haklı sebepleri olduğunu düşündüm. Zaten eksiklerimin olduğunu ve daha kırk fırın ekmek yemem gerektiğini biliyordum. Sadece eğer ki seçilirsem bana artı bir hit olur amacıyla başvurmuştum.

    Ancak ben yukarıda link verdiğim yazıyı yazdığımda tepkilerde aldım. (Tepki verenlerin biri hariç hepsiyle de konuşuyorum) Yanlış anlamayın bakın eleştiriye saygı duyarım ama anlatım biçimine duymam. İfade ediş biçimi o kişiyle olan yönümü şekillendirir. Biriyle bağlantımı kestiysem onunla tartıştığımdan değil bana eleştirisini kırıcı yaptığındandır.

    Gelelim asıl konuya. Bazı kişiler bu çalıştayı eleştirirken BEN SEÇİLMEM ARKADAŞ tarzı gizli egolar sergiliyorlar. Pardon da arkadaşım seni okulda hiç mi bir jüri seçmedi(beni seçti şiir yarışmasında okul 1.si oldum) yada iş yerinde insan kaynakları, müdür vs. seçerek işe almadı. (Beni aldı. Hatta şu yazımda detaylı olarak dile getirmiştim) Hadi onu da geçtim eşinde mi seni seçmedi. Ne oldu hep sen mi birilerini seçtin? Jüri yada seçici topluluk çoğunlukla deneyimli kişilerden oluşur değil mi? Yıllarını bu işe adamış kişilerden. Peki ben neden bu kişilerin süzgecinden bloğumun işleyişini geçirmeyeyim?

   Farkındaysanız eğer seçme ve seçilme hakkı cumhuriyetin ilanından beri bize verildi. Ve bu hak sayesinde rahatça yaşıyoruz. Mesela yıllarını vermiş sanatçılarda jüri üyesi olarak bir platform kurmuyorlar mı? Kendini denemek isteyenlerde bir şekilde bu jüriye seçme hakkını tanımıyor mu?

   İşte bende tanıdım. Seçilip seçilmemem hiç umrumda olmadı. Böyle şeyleri kafaya takmıcak kadar umursamazım zaten. Kaldı ki ilk biz onları seçiyoruz sonra onlar bizi yani tek taraflı bir seçilme değil bu durum. Ama bu bahsedilen kişiler değil de örn. yıllarını bloğa adamış Blog hocam böyle bir topluluk kurup seçseydi yine katılırdım. Ve hatta ben seçilmem arkadaş diyenler de katılırdı eminim. Seni yılın bloğu seçtim dediklerinde de gururla kabarırlardı. Ben o kişilerle blog hocamı kesinlikle bir tutmuyorum. (Çünkü bloghocam saygısını ve kalitesini hiç bir zaman bozmadı) Ama ortada kazanılmış bir deneyim varsa ben yeni blogger olarak kendimi sınamak isterim...(BURADA DA ONLAR DA KİMMİŞ BEN SEÇİLMEM ARKADAŞ DEMEM)

    Eğer söz konusu bu çalıştaydaki veya çalıştay yanlısı bazı kişilerin tutumu deseydiniz sonuna kadar haklısınız derdim. Edilen hakaretleri de doğru bulmuyorum. Bu çalışaydaki bir kişiyi aylar önce mütevazi olmadığı için okumaktan vazgeçmiştim. (Bence yapılması gereken sadece buydu)

     Bu platformun duruşunu ve bazı kişilerin sergiledikleri tutumu beğenmiyorum deseydiniz şu an bu yazıyı yazmamış olurdum. Ancak durup da BEN SEÇİLMEM derseniz işte orada ipler kopuyor. Eğer bu arkadaşların işlerini beğenmiyorsanız takip etmez, ilgilenmezsiniz. Siz ilgilenmediğiniz sürece onlarında ne yaptıkları sizi ilgilendirmez zaten. Sonuçta ortada suça teşvik eden bir muhabbet yoksa biz bunu can borcu gibi göstermeyelim lütfen hele ki ben seçilmem lafının arkasına hiç sığınmayalım. Böyle bir işlevsellik içine girdilerse bile bana veya birilerine hakaret etmedikleri sürece onların alanlarına girmem. İster gelecek vaad edeni seçsinler isterse başlarına kral olacağı. Kimseyi bunu yaptığı için eleştirmem. Ama ortada bir hakaret yada kabalık varsa (ki var) işte o zaman yapan şahsı eleştiririm. Yine bu oluşuma laf etmem.

    Kim bana katılır kim katılmaz hiç umrumda değil. Birileri beni poh pohlasın diye yazmıyorum. Her türlü yoruma da saygı çerçevesinde olduğu sürece açığım. Yeter ki bana ben kimseye kendimi seçtirmem de ondan başvurmadım gibi cümleleri israf etmesinler...


Not : Ben bu yazımı sabah yazdım. İnternetim bittiği için yeni paylaşmak zorunda kaldım. Paylaşmadan önce de bu şahane yazıyla karşılaştım.

Sosyal medya kafe Sibel hanımın bu konu hakkındaki görüşlerini merak ediyorsanız buyrun...

Ve sevgili Beyda'nın hakarete karşı verdiği desteği okumak için de tık tık...

Suç kişisel olduğu gibi bu durumda (hakaret konusu) kişiseldir. Ve ne bir olaya ne de bir topluluğa pay edilemez.

GÜNCELLEME; TERBİYESİZLİKLE AKIL DERECESİ ARASINDA MEKİK ÇEKEN ARKADAŞLAR VAR. HAKETTİĞİNİ GÖRMÜŞ DİYOR VE KONUYU KAPATIYORUZ...

Kişisel blog- Annesinin Prensesi 🌈